Ihlara 14km boyunca uzanan toprakta açılmış koca bir yarık. O yüzden bu girişler dışında inişler mümkün değil. (en azından turistler için) Girişi müze kart ile yaptık. Dik uzunca bir merdiven ile vadi tabanına iniyorsunuz önce epey. Vadi inanılmaz bir yer. Çok da güzel güneş vardı şansımıza. Vadide sağlı sollu kayalara oyulmuş bir sürü kilise var. Kar hiç yağmadı biz yürürken. Pırıl pırıl güzel bir mavi Melendiz akıyor vadinin tabanından. Melendiz'i izliyoruz zaten tüm yol boyunca. Patika yolları ve okları takip ederek yürüyorsunuz vadiyi, yürümesi çok keyifli.
Yol boyunca yalnızız genelde. Kış olduğu için çok az insan var.Sadece vadiden gelen sesleri duymak inanılmaz. Dar iki kaya kütlesinin arasındaki yarıktan yürüyorsunuz ve çok aşağıdasınız. Sadece yürümek yolculuğun kendisi Ihlara Vadisi'nde çünkü bir kere tabana indiğiniz zaman başka çıkış yok, yolu bitirmek zorundasınız.
Şansımıza hava öyle güzel ki soğuk olmasına rağmen o güneşin altında sadece nefes alarak yürüyoruz durmadan. Arada çaycı vardı orada bir soluklanıp çay içtik. Yolun Belisırma Köyü tarafında müze karlı kısımdan çıkıyoruz turnikelerden geçip.
Sonrasında vadi devam ediyor Selime'ye kadar. Yolun bu kısmında vadinin tabanından yürümüyoruz artık, devam edebilmek için yukarılara tırmanmamız gerekiyor. Yolun bu kısmında kimse yok. Belisırma'dan girdikten çok zaman sonra önce koyunları sonra da hayvanların sahibi baba-oğulla karşılaşıyoruz. Küçük çocuk girdi söze bizden önce, "Nerden?" diye sordu. Sonra biraz daha ilerleyince babasıyla karşılaştık o da aynı ses tonuyla tam olarak aynı kısa soruyu sordu. İkisinin de gözleri aynı yeşil. Buralarda insanların gözleri çok güzel yeşil.
Vadi giderek açıldı ve sonunda Selime'ye ulaştık.
Selime Katedrali'ni gezdik hemen kapanmadan. Tam vadini çıkışında, müze kart ile giriliyor fakat kapanışı erken baya 4.15'te kapanıyordu. Katedral yapı gibi gözükmeyen ama en yapı gibi olan yerdi bence Kapadokya'daki.
Tüm bir yapı birbiri içine yenmiş biçimde neresi oda neresi koridor neresi kapı neresi geçiş anlaşılmıyor ve oyukluğun, kayaların verdiği eğimle farketmeden hızlanıp ya da yavaşlayıp tüm yapıyı neredeyse kaydıraktan kayar gibi dolaştık. Katedralden otele kadar tüm köyün yürüyerek döndük. (3km kadar) Otelde sıcak içecekler ücretsizmiş, sabah kahvaltı da vardı. Hava erken karardı biz de otelde durup biraz erken yattık sonra.