20 Haziran 2014 Cuma

Ahlat


Sabah hava aydınlıktı baya. Kahvaltıyı öğretmen evinde yapıp, Nemrut'a çıkışı sorduk. Yollar kardan dolayı kapalı, göle zaten çıkamazsınız ama otele kadar bırakırız dediler. ( taksi ile gidiş-dönüş 50 lira) Nemrut'ta tek otel var fakar o da gölün orda değil. Otelden zirveye telefrik varmış. Oteli arayıp ulaşamadığımız ve gölü de göremiyceğimiz için Nemrut'u iptal etmek zorunda kaldık. Tatvan'da görülcek bir şey yok. Baya İstanbul'un bi semti gibi.O yüzden vakit kaybetmedik. Tatvan'ı çok kısa turladıktan sonra, PTT'nin yanından kalkan minibüslerle Ahlat'a geçtik hemen yarım saatte.(6TL minibüs) Minibüs Van Gölü kenarından gidiyor hep. Yollar çok açık göl çok güzel. Göl çok büyük deniz gibi.






Ahlat'ın içinden geçerek en son durakta indik fenerin orda. Göl çok rüzgarlı çok dalgalı, kendi kokusu var. Çevresi pis biraz. Yukarı doğru yürüdük Ahlat'ın içine doğru fenerden. Eski Ahlat evlerini gördük, kümbete girdik. Ahlat taşından evler kendi renginde sarılı kızıllı çok düzgün kesme taşlardan. 










Sokakları gezdikten sonra minibüse binip Ahlat sahil kalesine geçtik. Ahlat'ın girişinde sahil kenarında kale.(Minibüs öğrenci:75 kuruş tam:1.75) Ahlat'ın çıkışında inip otoyolu geçip yokuş aşağı indik kale için. Duvarı gözüküyor zaten kalenin yolun başından. Girişi ise sahil kenarında aşağıda. Kale aslında kentin sınırı gibi içinde evler var. Sokakları camileri çok güzel kaleiçinin. Güneş açtı biz kaleye girince. Bir açıp bir kapıyor ama Ahlat'ta. Kale içinde güneş açmışken gölden bakıyorsun karşı kıyıda yağmur var. Gözümüzde güneş gözlüğü varken kar yağdı mesela. Gölden inanılmaz bir ses, uğultu geliyor. Göl'ün/ Ahlat'ın çok rüzgarı var. Camileri dışında evleri de baya güzel kalenin. Yıkık bi eve girdik, planı bir acayip.








Kaleden yürüyerek çıkıp Selçuklu Mezarlığı'na gittik. Kaleden mezarlığa yürüme yolu uzun. Mezarlık Ahlat'ın Tatvan'dan gelirkenki girişinde, Ahlat'ın dışında baya. Önce orda inip mezarlığı gezmek sonra kaleyi görmek en son Ahlat'ın içine girmek daha mantıklıymış. Mezarlık Ani gibiydi. En büyük müslüman mezarlığıymış. Düzenlemesi yapılmış mezarlığın güzel. Karda yürüdüğümüz için yerleri tam göremedik ama ahşap bir yürüme yolu vardı mezarlıklardan az biraz yukardan giden, onu takip ettik. Çok büyük mezarlık çok da güzel. Mezarlıktan çıkıp arkadaki kümbetleri de gördükten sonra Ahlat merkeze giden minibüse binip 4 teki Tatvan minibüsünü yakaladık. (Ahlat'tan Tatvan'a son minibüs 5'te)

















Tatvan'da yemek için yer ararken Erdal Abi ile karşılaştık gardan. Avm'nin üst katındaki kebapçıyı önerdi bize. Yine çift porsiyon yedik meğersem yarım porsiyon diye belirtmek gerekiyormuş. Yemekler pahalı ama lezzetliydi. Erdal Abi Sinan Abi'yi trenden alıp yanımıza getirdi yemekten sonra. Pastanede çay ısmarladılar. Geç olmadan döndük yine öğretmen evine. Ahlat'tan dönünce Tatvan'ın karları erimişti.

18 Haziran 2014 Çarşamba

07.05 Tatvan


Sabah tren garına bıraktı bizi Vuslat Abla. Numarasız bilet aldık. 6 koltuklu istediğimiz bir kompartımana oturduk. 07.05'te kalktı tren. 6 kişilik odada iki kişiydik hep. Yollar inanılmaz güzel. Fıratla birlikte epey bir yol gittik. Dağ diplerinden geçtik. Uyuduk uyandık. Kılçık kılçık ağaçlar vardı grimsi yeşilli.









Arada bize yolun uzayacağını söylediler. İnsanlar yanlarında yemeklerle, küçük tüplerle binmişti. Bir kere daha yemek azizliğine uğrayacağımızı sanmıştık ki (yerel trenlerde yemekli vagon zaten yok) Ezgi'nin yolu sormak için bastığı odadan, TCDD kondüktörleri inanılmaz kıymalı bir menemen getirdiler bizim odamıza. Bir de ekmek ve sıcak çay da getirdiler. Tabağı silip süpürdükten sonra orcik ve leblebiyle geri verdik biz de.








Bi yerden sonra kar görmeye başladık. 9 saatlik yol gecikmelerle iyice uzadı. Muş Ovası'nı gördük geçerken, dümdüz gittik ovayla beraber. Akşama doğru Sinan Abi ile tanıştık. Kale durapında değişim olunca gelmiş bizim trene. Nemrut'a nasıl çıkarız diye sorarken tanıştık. 25 yıldır TCDD'de çalışıyormuş. Yolları sordu bizim için, gardan öğretmen evine gidebilmemiz için araba ayarladı. Çok tatlı, çok babacan. Çok cana yakın hep anlattı yolları, meslek hayatını, trenleri. Yolu öyle 12 saat sonunda bitirdik. Bir de çikolata ve sakımız var Sinan Abi'nin ikramı.











Tatvan'ın girişi güzeldi baya. Kocaman ta çok erken kıvrılmaya başlıyo tren. Hava karanlık ama ışıkları dönerek izlemek baya güzeldi. En son bir tünelden geçip düzeliyo tren. Tatvan'a varınca Van Gölü Ekspresi'ni tamamlamış olduk. Son tren yolculuğumuzdu bu, bu gezi boyunca. Bundan sonraki yerleri hep otobüs ve minibüsle gezdik. Garı çok büyük ve iki katlı Tatnvan'ın. Sinan Abi uluslararası gar sayılır burası tabi dedi. İran trenleri geliyor. Çok kar var Tatvan'da. Gar uzakta şehiriçinden. Arabasıyla Erdal Abi bıraktı bizi şehiriçine. Öğretmen Evi ana caddede Ziraat Bankası'nın yanından girinci sahil kenarında hemen. (30TL) Televizyonu, buzdolabı, havluları her şeyi var. Göl manzarası güzel. Yerleştikten sonra dışarıya çıktık. Tatvan çok merkezi ve büyük. Tüm bankalar var. Alışveriş merkezleri var. Canlı baya akşam olmasına rağmen. Kaşıbeyaz'da kebap yedik.Porsiyonlar çift katı İstanbul'un ama fiyatlar aynı. Tatvan beklediğimiz gibi ucuz çıkmadı. Geç olmuştu geç vardığımız için. Yemek yedikten sonra gölün kenarında az dolaşıp, uyumaya döndük.